Avluda meleyen kuzu sesleri ile hemen yatağımdan fırladım. Başucumda duran ayakkabılarımı öptüm, hemen yataktan çıktım. Elimi yüzümü yıkadım. Annemin diktiği beyaz üzerine, renkli kalpleri olan elbisemi hemen üzerime geçirdim. Annem çoktan kahvaltıyı hazırlamış ve evi derleyip toparlamış, kapı önünü süpürmüş evin erkeklerini namazdan dönmesini bekliyordu. Koyunun yanına gittim akşamdan annem kına yakmıştı sırtına ve alnına. Acı acı melemesi içimi burktu. Su verdim . Babam koyunu keserken avludan kaçtım ben galiba dayanamıyordum bu duruma. Etler leğen ile içeri taşındı ve derisi THK’ na her yıl verildiği gibi muhtara teslim edildi. Kavurma ve ciğer kavrulurken bende mahalledeki yakınlarımıza gitmeyi istedim ve sokağa çıktım.
Dışarıya bir çıktım ki ne göreyim ben ve çocukluğum. Uzun bacaklı tahtadan bir adam, kırmızı bir şalvar ama boyu 2 metre çok ürktüm, bu kadar nasıl uzun olunabilir ki dedim. Sonra demir salıncak sayısı 5 i geçmez. Mahallenin tüm çocukları sırada. Macuncu amca kenarda, mantar tabancası satıcısı, gazoz kapağı oynayan çocuklar, bir grup topacın peşinde, tahtirevalle binenler, elle çevrilen dönmedolap, pamuk şekerci, kağıt helva, daha niceleri...
Et işlerini bitirir bitirmez traktörümüze bindik ve annanemlere doğru yola koyulduk. Beyaz elbisem ile, annemin kucağındaydım, birden traktörün arkasından yere düştüm, beyaz elbisem baştan aşağıya kana boyanmış burnum kanamış şişmişti, elim ayağım yüzüldü. Ağlayarak kalktım , bayram burnumdan gelmişti, ancak hastanelik bir durum olmamıştı. Bayramdı illa gidilecekti, bu sefer taksi tuttuk elbisemi değiştirdik bayramlaşmaya gittik. Babamın üzüntüsünü çok iyi anlıyorum evlat hiç bir şeye benzemiyordu. Bayram ziyareti dönüşü mahalle boşalmış, ortalıkta hiç kedi yoktu, annem dedi , bu bayram hiç kedi çıkmaz piyasaya.
Zil sesiyle gözümü açtım bugün Arife idi, uyandım, çocukluğum geçmişti gözümün önünden, rüyaydı herşey. Gelen karşı komşumdu. Ağlayarak girdi , gelmiyorlar yine gelmiyorlar yine tatil yapmışlar bayramı. Oysa hazırlık yapmıştık, sarma sardım, börekler açtım, oğlum çok sever güveç pişirdim, baklava hemde el açması, ama olmadı yine bir mazeret buldular. Hıçkırıklarla ağladı Vahide teyze. Sustum , haklıydı.
Lütfen arayın , gidin , sarılın, seni seviyorum deyiverin, zaman varken, henüz kapılar kapanmadan.
Unutun, öfkelenmeyin, kopmayın, küsmeyin, boş verin, hoşgörün, sevin, kollarınızı sıkı sıkı sarın, kızmayın. Annemiz olur, babamız olur, kardeşiniz olur, yeğen, kuzen , herkesi arayın , bir arada sofralar kurulunca oturun, yeyin, için, kahkahalar içinde mutlaka mutlu olun vakit varken. Cep telefonlarından hatıra fotoğrafı çekilin bunu sosyal medyada yemeksiz paylaşın, sadece albüme koymak üzere çıkartın, kalmasın telefonlarda, elinizde bakın dokunun, tarih atın arkalarına, her yıl bu fotoğraflara bakıp zamana bir kez daha gülümseyin, selam verin Sadri Alışık selamı. Teşekkürler zaman diyerek el sallayın gelecek güzel günlere.
Nice bayramlara erişmemizi temenni ediyorum . Kurban bayramınız mübarek, bayramınız bayram ola...
Kitap
11 Ağustos 2019 - 16:58
BAYRAMINIZ BAYRAM OLA
Kitap
11 Ağustos 2019 - 16:58
İlginizi Çekebilir