TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, chp Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu
görüşülmekte olan kanun teklifi üzerine konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Ekrem İmamoğlu'nun diploması hukuksuzca iptal edildiğini söyleyen Bakırlıoğlu "19 Mart
günü, Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı adayı, Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu gözaltına alındı, 23 Mart’ta da tutuklandı ve Silivri zulümhanesine gönderildi.
Şimdi, bunların hepsini alt alta koyduğumuz zaman, şu an yaşanılan şey bir darbedir. Şu anda
ülkemizde bir darbe girişimi bulunmaktadır ancak bu ülkenin insanları bu darbeye geçit
vermeyecektir. Hapse atılan sadece İmamoğlu değil, İmamoğlu'yla beraber adalet hapsedildi,
millî irade hapsedildi, demokrasi hapsedildi” dedi.
Gücünüz İmamoğlu'na Yetmeyecek, Gücünüz Bu Halka Yetmeyecek!
Cumhurbaşkanın muhalefete ‘Yeni Türkiye'ye alışacaksınız’ diye seslendiğine dikkat çeken
Bakırlıoğlu şunları söyledi: “O gün anlayamamıştık ne olduğunu ancak 19 Mart sabahı yeni
Türkiye'nin ilk gününe uyandık. Uyandığımız yeni ülkede inşa edilmek istenen sistemin bir
adı var, o adı koymak lazım. Bu sistemin adı faşizmdir ve biz bu sisteme alışmayacağız,
faşizme boyun eğmeyeceğiz, baskıya boyun eğmeyeceğiz; biz ayağımızı denk almayacağız!
Önce, İmamoğlu hakkında ahmakça davalar açıldı, yetmedi, siyasi yasak istendi; yetmedi,
yirmi beş yıl hapis cezası istendi; yetmedi, mal varlığına el konuldu; yetmedi, diplomasına el
konuldu; yetmedi, tutuklandı; yetmedi, yetmedi, yetmedi ama yetmeyecek, yetmeyecek bunu
bilin. Gücünüz İmamoğlu'na yetmeyecek, gücünüz bu halka yetmeyecek, gücünüz bu millete
yetmeyecek. Bu pazar günü ülkenin her yerinde, tüm Cumhuriyet Halk Parti ilçe binalarında,
il binalarında, mahallelerde, köylerde, beldelerde demokrasi sandıkları kuruldu ve inanın, her
yaş grubundan, her siyasi görüşten milyonlarca insan âdeta o sandıklara akın etti; tam 15
milyon 500 bin kişi. Bu 15 milyon 500 bin kişi Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nu
desteklediğini söylediler, ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ dediler. Ben
şunu anlamakta zorluk çekiyorum: Yahu, siz şimdiye kadar, yıllardan beri, Beylikdüzü'nden
beri tek bir İmamoğlu'yla baş edemediniz, 15 milyon 500 bin İmamoğlu'yla nasıl baş
edeceksiniz? Gerçekten inanmıyorum. Ülkede günlerden beri meydanlar dolu, sokaklar dolu;
üniversitelerde boykotlar var, eylemler var; insanlar sokaklarda isyan ediyor, itiraz ediyorlar.
Peki, kimler bu eylemlere katılıyor? Neden itiraz ediyorlar, neye itiraz ediyorlar? Yeni
Türkiye'nin mağdur ettiği herkes, mağdur edeceği herkes, inanın, o sokaklarda, o
meydanlarda isyan ediyorlar ve duruma itiraz ediyorlar. Kimler var -günlerdir onlarla
beraberiz- kimler var? Mesela, 14.409 lira emekli maaşını alan, sefalet ücreti alan emekliler o
meydanlarda; 22 bin lira asgari ücret alanlar, açlık sınırının altında asgari ücreti olanlar,
emekçilerimiz o meydanlarda; ‘Üretemiyorum’ diyen çiftçiler orada, kadınlar orada, işsizler
orada ve bilhassa gençler ve bilhassa, ve bilhassa üniversite gençliği. Bugün bu kürsüde o
üniversite gençliğine -ki onlar bizim geleceğimizdir, ülkenin geleceğidir- ‘eşkıya’ diyen
milletvekilleri oldu, ‘Vandal’ diyen milletvekilleri oldu, ‘terörist’ diyen milletvekilleri oldu
ancak o gençler ki bıçağın artık kemiğe dayandığını ilk anlayan o gençler oldu ve sokaklara
döküldüler. Kim bu gençler? Bu gençler barınamayan gençler, yurtta yer bulamayan gençler,
öğün atlamak zorunda olan gençler bugün sokaklarda. Mezun olduktan sonra biliyorlar ki her
3'ünden 1'i iş bulamayacak, işsiz kalacak. İşte, o gençler sokaklarda isyan ediyorlar. Şanslılar,
30 bin liraya, 40 bin liraya mühendisler iş bulmuşlar, geçinemeyeceğini bilen gençler
sokaklarda ve bu gençler ev sahibi olamayacaklarını biliyorlar, araba sahibi olamayacaklarını,mülk sahibi olamayacaklarını, annelerinden, babalarından daha fakir olacaklarını biliyorlar ve
isyan ediyorlar, sokaktalar. Bu gençler kendilerine ‘Arifciğim, neredesin?’ diye seslenecek
halası, dayısı olmayan gençler bunlar; bakın, bunlar bir kura çekiminde ‘Arifciğim,
neredesin?’ diye seslenecek halası, dayısı olmayan gençler bunlar. Bu gençler, ne yaparsa
yapsın, ağızlarıyla kuş tutsun, mülakatta eleneceğini bilenler -bu gençler- işte, o gençler
sokaktalar.
Millet Bunu Affetmeyecek
Bakırlıoğlu, demokrasinin ekmek olduğunu, aş olduğunu bilen insanların sokakta olduğunu
vurgularken “Bu darbeyi önlemeye çalışan milyonlar, yüz binler, bu ülkenin aydınlık yüzleri,
insanları, bu ülkenin, bu sistemin mağdurları hep birlikte şu anda meydandalar. Ne için
meydandalar? Gelecekleri için, ülkeleri için, çocuklarının geleceği için meydandalar. Şimdi
ne yapacaklar yani başka ne yapacaklar? Buradaki konuşmalara bakıyorum, iktidar
temsilcileri diyor ki ‘Yargıya güvenin.’ Arkadaşlar, biz bu filmleri çok gördük. Biraz gerilere
bakalım, neler neler yaşadık. Kumpas davalarını hep beraber görmedik mi biz? Hatırlayın, o
gün ne yaşanıyorsa bugün de aynısı yaşanıyor, farklı bir şey yok, aynısı; o gün de savcı kılıklı
giyotinler vardı, bugün de aynısı var; o gün de gizli tanıklar vardı, bugün de gizli tanıklar var;
o gün manipülasyon yapan, yalan söyleyen, iftira atan, haysiyet cellatlığı yapan, operasyonları
önceden söyleyen gazeteci kılıklılar vardı, bugün aynıları aynı köşede aynı şeyi yapıyorlar; o
gün ‘Ben bu davanın savcısıyım.’ diyen bir Başbakan vardı, o Başbakan bugün
Cumhurbaşkanı; o gün hedef Türk ordusuydu, bugün hedef Ekrem İmamoğlu ve millî irade.
Bize diyorsunuz ki ‘Yargıya güvenelim.’ Nasıl güveniriz ya? Daha önce kumpas davalarında,
bu yargı kurduğu kumpaslarla Genelkurmay Başkanını müebbet hapse mahkûm etti, idam
olsaydı idam edecekti. Biz bu yargıya mı güveneceğiz? Uzağa gitmeyelim, 2019 Mart
seçimleri, o gün de -hatırlayın- millî iradeyi yok saydınız, hukuku askıya aldınız, adaleti
katlettiniz, seçimi iptal ettirdiniz. ‘Gerekçe ne?’ diye sorduğumuzda ne dediler? ‘Çünkü
çaldınız.’ dediler. Ekrem İmamoğlu'nu aynı bugün olduğu gibi hırsızlıkla suçladılar. Ne oldu?
İşte -yüzlerce- evraklar, belgeler, soruşturmalar, iddialar; ne oldu peki? Ekrem İmamoğlu
alnının akıyla çıktı. Peki, ne oldu? Konulan sandıkta 14 bin fark 800 bine çıktı; millet bunu
yapana, kendisine bunu yapana, kendi egemenliğini sorgulatana büyük bir tokat vurdu. Bu
işin sonu ne olacak? Bu işin sonu da aynı şekilde sonuçlanacak. Millet bunu affetmez, millet
bunu affetmeyecek. Göreceksiniz, o sandık geldiği zaman daha büyük bir tokadı vurmaya
hazırlanıyor şu anda. Bugün duyduk, üzüldük. Biliyorsunuz, Berkay diye bir çocuğumuz
vardı. Bu 2019 seçimlerinde ‘Her şey çok güzel olacak.’ demişti. Bütün Türkiye'ye slogan
oldu. Bugün duyduk ki o Berkay kardeşimiz tutuklanmış. Ben, buradan, Türkiye Büyük
Millet Meclisinden Berkay kardeşimize sesleniyorum: Berkay kardeşim, hiç meraklanma, hiç
endişelenme, hiç korkma ki zaten korkmadığın belli çünkü meydanlardasın hiç merak etme,
her şey çok güzel olacak!” şeklinde konuştu.