8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü için Akhisar Kadın Platformu büyük bir coşkuyla ilk kez gece yürüşü düzenledi Yürüyüş tahir ün caddesi girişi Mabem Eğitim merkezi önünde başladı. Renkli görüntülerin yaşandığı yürüyüşte sloganlar atıldı, halaylar çekildi,yürüyüş güzergahı 15 sokak 1 nakliye caddesi, ardından
Yürüyüşün noktalandığı Milli Egemenlik Meydanında kadınlar basına ve kamuoyuna yönelik açıklamada gerçekleştirdiler.
Akhisar Kadın Platformunun düzenlediği etkinliğe mevcut Akhisar Belediye Başkanı ve Belediye Başkan Adayı Besim Dutlulu, eşi Özge Dutlulu ve başkan yardımcıları, CHP Akhisar İlçe Başkanı Hayriye Hacet Kadın kolları Başkanı Emine Güven, Dem partisi Akhisar Belediye Başkan adayı Tekin Kızıltaş ve temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açıklamayı Akhisar Kadın platformundan Gönül KIZILTAŞ ve Zeha Nergiz ÖZDEMİR birlikte okudular JİN, JİYAN, AZADİ!!!
KADIN, YAŞAM, ÖZGÜRLÜK!!!
Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri,
8 Mart emeğimizin sömürüsüne, görünmez kılınmasına, ayrımcılığa; her türden baskıya ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günüdür. 166 yıl önce New York’ta tekstil işçisi kadınlar günde yirmi saat süren ağır çalışma koşullarına rağmen düşük ücret almalarına karşı çıkarak örgütlü ilk kadın grevini gerçekleştirdi. Greve polis saldırdı, işçiler fabrikaya kilitlendi ardından çıkan yangında fabrika önüne kurulan barikatlardan kaçamayan 129 kadın hayatını kaybetti.
Kadınlar olarak en az 166 yıl öncesinden bugüne emek, hak ve eşitlik mücadelesi uğruna hayatını kaybeden işçi kadınların mücadelelerini selamlıyoruz. Onların sesine sesimizi katarak ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, gericiliğe, baskılara ve savaşlara karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri,
6 Şubat depreminin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti ne acımız, yasımız dindi, ne öfkemiz bitti. Depremin yaşandığı kentlerde yaşam hala çadırlarda, konteynırlarda oldukça zor koşullarda sürüyor. Kışla, yağmurla, selle daha da zorlaşan koşullarda kadınların omzuna yüklenen sorumluluklar, bakım emeğinin kadınların görevi sayılması nedeniyle arttıkça artıyor.
İmar afları ile sermayeye rant alanı açanlar, uluslararası sermayeye her türlü kolaylığı sağlamayı sürdürüyor. İktidarın gündemi ne doğa ne emek. Çok değil iki hafta önce bunun nerelere vardığını bir kez daha gördük. Erzincan İliç’te çevre örgütlerinin ve ilgili meslek odalarının raporları görmezden gelinerek kapasitesi arttırılan altın madeninde toprak kayması nedeniyle büyük bir göçük meydana geldi. Dokuz işçi hala devasa bir siyanürlü toprak yığının altında. Ama bunlar AKP-MHP iktidarını durdurmaya yetmiyor; İliç’te yaşanan doğa katliamının etkisini yıllarca yaşayacağımız açıkken iktidar yeni yeni altın madeni rezerv alanlarına izin vermeye devam ediyor.
HAYATIMIZDAN, HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ!!!
Ülkede ve dünyada yaşanan tüm krizlerin bedelinin bize, kadınlara ödetilmeye çalışılmasına tahammülümüz kalmadı. Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, iktidarın ekonomik, siyasal ve sosyal politikaları kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkiliyor. Esnek, kısmi ve evden çalışma yaygınlaştırılıyor. Kadınların hane içindeki bakım görevlerini aksatmadan istihdam edilebilmelerini sağlayacak bir yöntem olarak kadınlara ataerki ile kapitalizmin çıkarlarını kesiştiren bir çalışma alanı yaratılıyor. Bu koşullar altında her beş kadından yalnızca biri kayıtlı, tam zamanlı istihdama erişebiliyorken, 3 milyon 248 bin kadın sosyal güvenceden yoksun olarak yaşamını sürdürüyor, aynı zamanda istihdamda cinsiyete bağlı eşitsizliğin oranı da %34,6’dır.İstihdamdaki engelli emekçilerin ise çok büyük bölümü diğer hizmetler sınıflarına göre pek çok haktan mahrum bırakılan yardımcı hizmetler sınıfında istihdam ediliyor.
Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri,
Kamusal hizmet kapsamında devletlerin sorumluluğunda olması gereken çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi, metalaştırılan hizmetlerin fiyatlarının çok yüksek olmasıyla kadına yükleniyor. Kadınlar bu nedenle istihdamdan kopuyor ya da istihdam alanına giremiyor. Tüm bunlar hane içi emeğimizi görünmez kılıp, değersizleştiriyor. Emeğimizin görünür ve değerli olmasını sağlamaya yönelik herhangi bir düzenleme de yapılmıyor. Kadınlar kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda bırakılıyor.
EMEĞİMİZ, BEDENİMİZ, KİMLİĞİMİZ BİZİMDİR!!!
AKP/MHP iktidarı ve yanına aldığı ittifaklar Kadına Karşı Şiddetin ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıktı, 6284 Sayılı Kanun’un yerli ve milli olmadığını her fırsatta dillendiren AKP-MHP iktidarı, gerici-milliyetçi yeni ittifakı ve medyasıyla kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını, nefret söylemini yaygınlaştırıyor. Medeni Yasada yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalktığı 1 Temmuz 2022'den bu yana 737 kadın, 2023 yılında ise 315 kadın erkekler tarafından öldürüldü, öldürülen kadınların %65’i kendilerini en çok güvende hissetmeleri gereken yer olan evlerinde öldürülmüştür. Bir günde 8 kadın katledilirken faillerse cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle etrafta gezmeyi sürdürüyor. Ama AKP-MHP iktidarı ataerkil kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde, fiili kürtaj yasakları ve nüfus politikalarıyla kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığını denetlemeyi sürdürüyor.
KADINLARI DEĞİL, CİNAYETİ ENGELLE!!!
Kesintili eğitim sistemi ve MEB yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler özellikle kız çocuklarını evlilik adı altında istismara maruz bırakarak eğitimden koparıyor; ÇEDES gibi projelerle bilimsel eğitim yok ediliyor; çocuklara çok küçük yaştan itibaren katı cinsiyetçi iş bölümünü yeniden üretecek pratikler öğretiliyor. Fetvalarla, Diyanet’le bu sistem destekleniyor. Erkek egemen sistemin yeniden üretilmesi ile cinsiyetçi politikalar müfredata giriyor.Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri,
İsrail’in Filistin’i işgali en başta bölgedeki bütün etnik, dinsel/mezhepsel çelişkilerin daha da şiddetlenmesinin ve başka soykırımların da gündeme gelmesinin yolunu açtı. Uzun süredir Ortadoğu’da; Suriye’de, Irak’ta, Yemen, Sudan’da ve Ukrayna’da devam eden çatışma ve savaş hali ekonomik krizleri derinleştirirken, halklar ve kadınların içinde bulunduğu şartlar daha da ağırlaşıyor.
SAVAŞA DEĞİL, KADINLARA BÜTÇE!!!
Ülkemizde de AKP etrafında birleşen tekçi, faşizan ittifak güçleri gerginlik, kutuplaşma ve çatışma politikalarından beslenerek varlığını sürdürüyor. Savaş politikaları ile kışkırtılan milliyetçilik, asgari ücretin açlık sınırının dahi altında kaldığı gerçeğinin, açlık ve yoksulluk nedeniyle gerçekleşen intiharların üstünü örtmenin aracı haline getiriliyor.
Savaş ve antidemokratik uygulamalar nedeniyle göç etmek zorunda kalan halklar gittikleri yerlerde göçmen düşmanlığı ve ırkçılıkla karşı karşıya kalıyor. Ekonomik krizlerin derinleştiği koşullarda halkları karşı karşıya getiren göçmen düşmanlığı, sermayenin ucuz işgücü olarak göçmen emeği sömürüsüyle güçlendiği, tekçi iktidarların ise bundan politik fayda sağladığı bir hale dönüştü
Anayasa’yı, temel hak ve özgürlükleri askıya alan iktidar, en küçük hak arama taleplerimiz bile baskı, gözaltı ve tutuklamalarla engellenmeye çalışıyor.
SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ; İTAAT ETMİYORUZ!!!Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri
Ülke bu koşullar altında 14/28 Mayıs seçimi sonrası bir yerel seçime hazırlanıyor. Merkezi seçimlerde olduğu gibi bu seçim de kadın temsiliyetinin sınırlı kaldığı erkeklerden oluşan adayların büyük oranda yönetimlere geleceği bir seçim olacak. Eşbaşkanlığı gerekçe göstererek kayyım atayan, halkın iradesini gasp eden AKP/MHP iktidarının kadın adayı yok denecek kadar az. Kadınların taleplerini pembe otobüsler ile karşılayacağını düşünen iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak mekanizmalar hayata geçirilene kadar mücadele etmeyi sürdüreceğimizi bilmesini istiyoruz. Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları seçimle değil, mücadeleyle, direnişle elde ettik. Bundan sonra da mücadele etmeye, direnmeye devam edeceğiz.
YASALARA DOKUNMA, UYGULA!!!
Türkiye’de kadınlar kazanılmış haklarına dönük saldırılar karşısında “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat etmiyoruz!” diyerek alanlardaydı. Özak’ta Agrobay’da ve irili ufaklı işçi direnişlerinde işyerlerinde mücadele etmeyi sürdürüyor; emek sömürüsüne, yoksulluğa, şiddete tacize karşı seslerini örgütlü bir şekilde yükseltip; eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış ve laiklik için yıllardır verdiğimiz mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz.
Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri
Her fırsatta dile getirdiğimiz taleplerimizi bir kez daha sizlerle paylaşıyoruz.
⦁ İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması için ALANLARDAYIZ!
⦁ Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesinin onaylaması için ALANLARDAYIZ!
⦁ Güvenceli iş, güvenli gelecek demek için, insanca yaşamaya yetecek ücret için ALANLARDAYIZ!
⦁ Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanması için ALANLARDAYIZ!
⦁ Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi için ALANLARDAYIZ!
⦁ Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşlerinin açılması için ALANLARDAYIZ!
⦁ 8 Mart’ın kadınlar için ücretli izin günü sayılması için ALANLARDAYIZ!
⦁ Kadınlar ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için, Kadın Bakanlığı kurulması, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının yapılması ve hayata geçirilmesi için ALANLARDAYIZ!
⦁ Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için ALANLARDAYIZ!
⦁ Hayatlarımıza sahip çıkmak için ALANLARDAYIZ!
⦁ Savaş ve işgal politikalarına geçit vermemek için; barış içinde bir arada yaşamak için ALANLARDAYIZ!
⦁ Demokratik ve laiklik bir yönetim için ALANLARDAYIZ!
⦁ Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için ALANLARDAYIZ!
⦁ Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için ALANLARDAYIZ!Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınlar Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!!! AKHİSAR KADIN PLATFORMU