Akhisar Demokrasi Güçleri Öğretmen evi önünde saat 17.30 da Basın Açıklaması Yaptı Açıklamayı Disk Emekli-Sen Yönetim kurulu Üyesi Mustafa Bulgurcu okudu Açıklama şöyle BARIŞ HEMEN ŞİMDİ…
Halkımıza ve değerli basına Bu gün 1 Eylül Dünya Barış günü. Bizler bu gün BARIŞ hakkındaki taleplerimizi haykırmak için buradayız. Keşke bu günü taleplerimizi haykırmak için değil de şenlikler ile kutlamak için burada olsaydık. Ama maalesef içinden geçtiğimiz süreç, gerek ülkemizde,gerek bölgemizde gerekse Dünya’da insan hakları ihlalleri,baskı,şiddet ve savaşlar bu günü kutlama değil bir direniş günü, taleplerimizi haykırma günü olarak bize dayatıyor.Her şeye rağmen 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun... Peki, nereden çıktı Dünya Barış Günü.
İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya‘yı işgaliyle başladı. Ardında 52 milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Bu Dünyayı yeniden paylaşım savaşı Mayıs 1945‘te son buldu. İnsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.
Ancak yaşanan bunca tecrübeye ve kaybedilen milyonlarca insana rağmen doymak bilmeyen Emperyalist güçler Dünyanın birçok yerinde mazlum halklara karşı zor kullanımı, yaşanmakta olan çatışmalar ve savaşlar insanlığın geleceğini tehdit etmektedir ve insanın en temel evrensel hakkı olan "yaşama hakkı”nı elinden almaktadır. Küresel eşitsizliğin yarattığı yoksulluk, yoksulluğun getirdiği açlık, açlığa eklenen savaş ve çatışmalar, bugünün dünyasında olağan bir durum haline gelmiştir. Kapitalist küreselleşmenin geldiği boyut budur.
KAHROLSUN ABD EMPERYALİZMİ
Ülkemizde de durum farklı değildir. AKP iktidarının etnik ve mezhepsel ayrıştırmaları körükleyerek, kötülük iktidarını sürdürmenin yollarını aradığı günlerdeyiz. 22 yılın sonunda ülkeyi yönetemez hale gelen AKP’nin bu gün için en belirgin özellikleri zam, zulüm, sefalet ve baskıdır. Uyguladığı ‘ötekileştirme’ politikaları ve kullandıkları dil ile de toplumu sürekli bölme ve karşı karşıya getirme çabası içeresindedirler. AKP’nin uyguladığı bu zorba politikalarına inat; bir arada yaşamı savunarak, Tüm halkların ve ezilenlerin özgür yaşadığı bir dünya için barış ve kardeşliği hep birlikte kazanacağız. Bölgemizde ve Dünyada barışı savunmak için, emperyalizmin ve NATO’nun yıkım politikalarına, Ülkemizin sınırlarını ateş çemberine çeviren AKP’nin emperyalist yayılmacı hayallerine kararlılıkla karşı çıkmaya devam edeceğiz.”
GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK AKP HALKA HESAP VERECEK
Savaşlar egemenlere kar, halklara ölüm, yurtsuzluk, yoksulluk ve kölelik getirmektedir. “Emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin bu itiş-kakışının bizi bölmesine izin vermeyelim. Egemenlerden, sermayeden ve onun savaşçı politikalarından ayrılmadıkça ve karşılarında örgütlü mücadele etmedikçe her kavganın, her savaşın kaybedeni biz olacağız. Aynı tezgâhta alın teri döküyoruz, aynı odaklar tarafından sömürülüyoruz. O halde tüm bu sömürü politikalarına karşı da birlikte mücadele etmek tek çaremizdir. BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ
AKP hükümetinin hem içerde hem dışarda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır. Bu çılgınlıkta ısrar etmek ülkemizi çıkmaz bir felakete sürükleyecektir. Savaşların ve ekonomik krizlerin bedelini halkımız ve emekçiler ödemektedir. Savaş naraları atanların çocukları değil, yoksul halkımızın çocuklarının kanı akıtılmaktadır.
İŞ BARIŞ ÖZGÜRLÜK
SAVAŞA HAYIR,BARIŞ HEMEN ŞİMDİ
Zamana yayılmış ve adı konmamış 3. Dünya Savaşı ile karşı karşıyayız, "Silahlanmaya ayrılan fonların sadece yüzde 10'u ile tüm dünyada temel hizmetler sağlanabilecek iken bir kez daha insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmiyor.
Gelinen aşamada ülkemizin en temel sorunlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven, faşizan politika ve uygulamalar gelmektedir.
Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dolaysıyla barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir.
Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına, halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz, bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz, halkların kültürel ve insani haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ
Ancak biliyoruz ki ‘savaşa hayır’ demek, ‘barış talep etmek’ tek başına yeterli değildir. ‘Savaşa hayır’ demek, aynı zamanda emperyalizme dur diyebilmektir. Emperyalist güçlerin tüm dünyayı tahakküm altına alma hırsına ve enerji kaynaklarını kontrol etme arzusuna dur diyebilmektir. Bugün özellikle ülkemizde, iktidarın izlediği NATO yanlısı militarist politikaları reddetmek; ülkede, bölgede, dünyada barışı ve halkların kardeşliğini savunmak; savaşlara, işgallere, her türden yayılmacılığa karşı çıkmak demektir. Barış için mücadele etmek ancak ve ancak eşit, özgür, adil bir ülke ve dünya talebiyle mümkündür.
Toplumsal barışa ve kardeşliğe karşı atılan kurşunlar, bombalar ve saldırılar karşısında durmak insani ve vicdani bir görevdir. Emperyalist güçlerin silah deneme alanı haline gelen Filistin içinde ayrı bir paragraf açmak istiyorum.
Yaklaşık 1 yıldır Emperyalist uşağı Siyonist İsrail çocuk,kadın,yaşlı genç demeden 40. Binden fazla Filistinliyi katletti. Binlercesini sakat bıraktı.Evlerini yerle bir etti. Bu insanlık dışı vahşete demokrasi havarisi kesilen ABD ve AB ülkeleri destek olmaktadır. Ve Filistin halkı yalnız bırakılmışlardır.
İsrail şiddet politikasını sürdürürken sadece emperyalistlerden güç almıyor. Aynı zamanda bölge ülkelerinin sessizliği de İsrail'i pervasızlaştırıyor.Eğer gerçekten İsrail'in durdurulması için katkı yapılmak isteniyorsa öncelikle Türkiye İsrail ile tüm askeri, ticari ve diplomatik ilişkileri derhal kesmelidir.
Aynı zamanda yeni bir dünya savaşı çıkarmak için çaba sarf eden NATO’dan çıkmalı, Türkiye'deki tüm yabancı üsler kapatılmalıdır.
KAHROLSUN ABD EMPERYALİZMİ
'Büyük Orta Doğu Projesi'nin son sahnesi Filistin topraklarında oynanmaktadır. Ama "Nasıl güneşin Filistin halkının üstüne doğması engellenemezse, ayaklarını bastıkları ölüp altına girdikleri o topraklar bir gün ama bir gün mutlaka “NEHİRDEN DENİZE” özgürleşecek, Filistin halkı özgür topraklarında yaşayacak ve bugünler unutulmayacak. Bu katliamları yapanlar ve buna destek olanlar da tarih önünde hesap vereceklerdir. Bizler Filistin halkının dostları olarak Denizlerin, Mahirlerin yolunda dünden bugüne ve yarına Filistin halkının özgürleşmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.
NEHİRDEN DENİZE ÖZGÜR FİLİSTİN
Buradan ülkemizin emekçilerine, ilericilerine yurtseverlerine ve bütün ezilenlerine sesleniyoruz: gelin, birlikte BARIŞ İÇİNDE BİR ARADA YAŞAMA mücadelesini yükseltelim. Tablo karamsar olabilir ama çaresiz değiliz. Bu gidişi durdurabiliriz! Bunun yolu, Emperyalizme ve Faşizme Karşı Birleşik Mücadeleden geçiyor. Tüm halkların eşit, özgür, insanca yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için, bu gidişten rahatsız olan, yarına dair kaygıları bulunan herkesi omuz omuza ORTAK BİRLEŞİK MÜCADELEYE çağırıyoruz.
Barış içinde, demokratik, sömürüsüz bir dünya hayal değil! İşçiler, emekçiler, kadınlar, dünyanın tüm sömürülenleri ve ezilen halkları, savaşa karşı barışı kazanmak için seslerini, güçlerini, eylemlerini birleştirmelidirler! Çünkü barış her şeyden önce bir yaşam hakkıdır. Yaşamdan, özgürlükten ve adaletten yana olan tüm insanları barış umudunu yükseltmeye çağırıyoruz. Bir arada, özgürce yaşayacağımız bir ülke ve dünyayı kendi ellerimizle kurana kadar mücadele etmeye çağırıyoruz.
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA
Biz, yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen, Savaşa, işgale ve talana ortak olmayan,kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, eşit yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmeye yönelik çözümlerin benimsendiği,Bağımsız, Demokratik ve Barış içinde bir ülke istiyoruz. Demokrasi Platformu olarak barışın sağlanması için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Bizler Demokrasi gücleri olarak bir kez daha haykırıyoruz,
”SAVAŞ ÖLDÜRÜR,BARIŞ YAŞATIR”
BARIŞ HEMEN ŞİMDİ
AKHİSAR DEMOKRASİ GÜÇLERİ.
Halkımıza ve değerli basına Bu gün 1 Eylül Dünya Barış günü. Bizler bu gün BARIŞ hakkındaki taleplerimizi haykırmak için buradayız. Keşke bu günü taleplerimizi haykırmak için değil de şenlikler ile kutlamak için burada olsaydık. Ama maalesef içinden geçtiğimiz süreç, gerek ülkemizde,gerek bölgemizde gerekse Dünya’da insan hakları ihlalleri,baskı,şiddet ve savaşlar bu günü kutlama değil bir direniş günü, taleplerimizi haykırma günü olarak bize dayatıyor.Her şeye rağmen 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun... Peki, nereden çıktı Dünya Barış Günü.
İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya‘yı işgaliyle başladı. Ardında 52 milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Bu Dünyayı yeniden paylaşım savaşı Mayıs 1945‘te son buldu. İnsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.
Ancak yaşanan bunca tecrübeye ve kaybedilen milyonlarca insana rağmen doymak bilmeyen Emperyalist güçler Dünyanın birçok yerinde mazlum halklara karşı zor kullanımı, yaşanmakta olan çatışmalar ve savaşlar insanlığın geleceğini tehdit etmektedir ve insanın en temel evrensel hakkı olan "yaşama hakkı”nı elinden almaktadır. Küresel eşitsizliğin yarattığı yoksulluk, yoksulluğun getirdiği açlık, açlığa eklenen savaş ve çatışmalar, bugünün dünyasında olağan bir durum haline gelmiştir. Kapitalist küreselleşmenin geldiği boyut budur.
KAHROLSUN ABD EMPERYALİZMİ
Ülkemizde de durum farklı değildir. AKP iktidarının etnik ve mezhepsel ayrıştırmaları körükleyerek, kötülük iktidarını sürdürmenin yollarını aradığı günlerdeyiz. 22 yılın sonunda ülkeyi yönetemez hale gelen AKP’nin bu gün için en belirgin özellikleri zam, zulüm, sefalet ve baskıdır. Uyguladığı ‘ötekileştirme’ politikaları ve kullandıkları dil ile de toplumu sürekli bölme ve karşı karşıya getirme çabası içeresindedirler. AKP’nin uyguladığı bu zorba politikalarına inat; bir arada yaşamı savunarak, Tüm halkların ve ezilenlerin özgür yaşadığı bir dünya için barış ve kardeşliği hep birlikte kazanacağız. Bölgemizde ve Dünyada barışı savunmak için, emperyalizmin ve NATO’nun yıkım politikalarına, Ülkemizin sınırlarını ateş çemberine çeviren AKP’nin emperyalist yayılmacı hayallerine kararlılıkla karşı çıkmaya devam edeceğiz.”
GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK AKP HALKA HESAP VERECEK
Savaşlar egemenlere kar, halklara ölüm, yurtsuzluk, yoksulluk ve kölelik getirmektedir. “Emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin bu itiş-kakışının bizi bölmesine izin vermeyelim. Egemenlerden, sermayeden ve onun savaşçı politikalarından ayrılmadıkça ve karşılarında örgütlü mücadele etmedikçe her kavganın, her savaşın kaybedeni biz olacağız. Aynı tezgâhta alın teri döküyoruz, aynı odaklar tarafından sömürülüyoruz. O halde tüm bu sömürü politikalarına karşı da birlikte mücadele etmek tek çaremizdir. BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ
AKP hükümetinin hem içerde hem dışarda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır. Bu çılgınlıkta ısrar etmek ülkemizi çıkmaz bir felakete sürükleyecektir. Savaşların ve ekonomik krizlerin bedelini halkımız ve emekçiler ödemektedir. Savaş naraları atanların çocukları değil, yoksul halkımızın çocuklarının kanı akıtılmaktadır.
İŞ BARIŞ ÖZGÜRLÜK
SAVAŞA HAYIR,BARIŞ HEMEN ŞİMDİ
Zamana yayılmış ve adı konmamış 3. Dünya Savaşı ile karşı karşıyayız, "Silahlanmaya ayrılan fonların sadece yüzde 10'u ile tüm dünyada temel hizmetler sağlanabilecek iken bir kez daha insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmiyor.
Gelinen aşamada ülkemizin en temel sorunlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven, faşizan politika ve uygulamalar gelmektedir.
Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dolaysıyla barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir.
Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına, halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz, bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz, halkların kültürel ve insani haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ
Ancak biliyoruz ki ‘savaşa hayır’ demek, ‘barış talep etmek’ tek başına yeterli değildir. ‘Savaşa hayır’ demek, aynı zamanda emperyalizme dur diyebilmektir. Emperyalist güçlerin tüm dünyayı tahakküm altına alma hırsına ve enerji kaynaklarını kontrol etme arzusuna dur diyebilmektir. Bugün özellikle ülkemizde, iktidarın izlediği NATO yanlısı militarist politikaları reddetmek; ülkede, bölgede, dünyada barışı ve halkların kardeşliğini savunmak; savaşlara, işgallere, her türden yayılmacılığa karşı çıkmak demektir. Barış için mücadele etmek ancak ve ancak eşit, özgür, adil bir ülke ve dünya talebiyle mümkündür.
Toplumsal barışa ve kardeşliğe karşı atılan kurşunlar, bombalar ve saldırılar karşısında durmak insani ve vicdani bir görevdir. Emperyalist güçlerin silah deneme alanı haline gelen Filistin içinde ayrı bir paragraf açmak istiyorum.
Yaklaşık 1 yıldır Emperyalist uşağı Siyonist İsrail çocuk,kadın,yaşlı genç demeden 40. Binden fazla Filistinliyi katletti. Binlercesini sakat bıraktı.Evlerini yerle bir etti. Bu insanlık dışı vahşete demokrasi havarisi kesilen ABD ve AB ülkeleri destek olmaktadır. Ve Filistin halkı yalnız bırakılmışlardır.
İsrail şiddet politikasını sürdürürken sadece emperyalistlerden güç almıyor. Aynı zamanda bölge ülkelerinin sessizliği de İsrail'i pervasızlaştırıyor.Eğer gerçekten İsrail'in durdurulması için katkı yapılmak isteniyorsa öncelikle Türkiye İsrail ile tüm askeri, ticari ve diplomatik ilişkileri derhal kesmelidir.
Aynı zamanda yeni bir dünya savaşı çıkarmak için çaba sarf eden NATO’dan çıkmalı, Türkiye'deki tüm yabancı üsler kapatılmalıdır.
KAHROLSUN ABD EMPERYALİZMİ
'Büyük Orta Doğu Projesi'nin son sahnesi Filistin topraklarında oynanmaktadır. Ama "Nasıl güneşin Filistin halkının üstüne doğması engellenemezse, ayaklarını bastıkları ölüp altına girdikleri o topraklar bir gün ama bir gün mutlaka “NEHİRDEN DENİZE” özgürleşecek, Filistin halkı özgür topraklarında yaşayacak ve bugünler unutulmayacak. Bu katliamları yapanlar ve buna destek olanlar da tarih önünde hesap vereceklerdir. Bizler Filistin halkının dostları olarak Denizlerin, Mahirlerin yolunda dünden bugüne ve yarına Filistin halkının özgürleşmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.
NEHİRDEN DENİZE ÖZGÜR FİLİSTİN
Buradan ülkemizin emekçilerine, ilericilerine yurtseverlerine ve bütün ezilenlerine sesleniyoruz: gelin, birlikte BARIŞ İÇİNDE BİR ARADA YAŞAMA mücadelesini yükseltelim. Tablo karamsar olabilir ama çaresiz değiliz. Bu gidişi durdurabiliriz! Bunun yolu, Emperyalizme ve Faşizme Karşı Birleşik Mücadeleden geçiyor. Tüm halkların eşit, özgür, insanca yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için, bu gidişten rahatsız olan, yarına dair kaygıları bulunan herkesi omuz omuza ORTAK BİRLEŞİK MÜCADELEYE çağırıyoruz.
Barış içinde, demokratik, sömürüsüz bir dünya hayal değil! İşçiler, emekçiler, kadınlar, dünyanın tüm sömürülenleri ve ezilen halkları, savaşa karşı barışı kazanmak için seslerini, güçlerini, eylemlerini birleştirmelidirler! Çünkü barış her şeyden önce bir yaşam hakkıdır. Yaşamdan, özgürlükten ve adaletten yana olan tüm insanları barış umudunu yükseltmeye çağırıyoruz. Bir arada, özgürce yaşayacağımız bir ülke ve dünyayı kendi ellerimizle kurana kadar mücadele etmeye çağırıyoruz.
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA
Biz, yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen, Savaşa, işgale ve talana ortak olmayan,kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, eşit yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmeye yönelik çözümlerin benimsendiği,Bağımsız, Demokratik ve Barış içinde bir ülke istiyoruz. Demokrasi Platformu olarak barışın sağlanması için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Bizler Demokrasi gücleri olarak bir kez daha haykırıyoruz,
”SAVAŞ ÖLDÜRÜR,BARIŞ YAŞATIR”
BARIŞ HEMEN ŞİMDİ
AKHİSAR DEMOKRASİ GÜÇLERİ.