Bistra Dağı, Makedonya'nın batısında yer alır.
Korab, Şardağ ve Pelister Dağlarından sonra ,
Makedonya'nın dördüncü büyük Dağıdır.
Makedonya'nın ünlü Bistra Kayak Merkezi , Mavrovo Gölü ,
Mavrovo Milli Parkı ve Radika Kanyonu bu yüce dağın içinde yer alırlar.
Bistra Dağı'nın eteklerinde bulunan Müslüman - Türk Köylerinde yaşayan insanların yaşamları , acıları , sevdaları , kültürel değerleri , maruz kaldıkları baskı ve asimilasyonlar neticesinde "Göç"e zorlanmaları neticesinde
Türkiye'ye , 1952 - 1962 yılları arasında gerçekleştirilen göç ve ardından Türkiye'de günümüze kadar geçirdikleri yaşamlarını anlattığım kitabımın ismidir " Bistra'nın Kardelenleri "...
Bistra Dağı'nın Kardelenleri bize neyi anlatıyor ?
Hiç merak ettiniz mi ?...
Anlatayım ;
Bir göç hikayesi. Hüzün dolu , Umutlu , Kırılgan , Güçlü , Karmaşık...
Balkanlar'da Osmanlı'nın emaneti Müslümanlar...
Çileler , yüzbinlercesi yok edilen , milyonları sürgün edilen
Balkan Müslümanlarının hüznü...
Makedonya'da doğan , henüz ufak bir çocuk iken Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan ve Bistra Dağı'nda bıraktığımız Köylerimizin,
Akrabalarımızın ve Mezarları geride bıraktığımız ecdadımızın
Özlemi ile yaşayan ,yayınlanmış Kitaplarım, Derlediğim Türkülerim , Şiirlerim , Makalelerim ve Gazete Köşe yazılarım ile Osmanlı'nın emanetlerine sahip çıkmaya çalışan ben İlber ŞİYAK...
Bu kitabımda ;
Makedonya'da katledilen Müslümanları ,
60 yıl önce geldiğimiz Türkiye'de bizlere "Hoş Geldiniz" denmemesinin yüreklerimizde bıraktığı izleri anlattım.
Balkanlar ;
Hem koca bir umudu , hem de yüreklerimizde derin bir iz bırakan hüzünlere sahiptir.
Ben , hemen hemen bütün Balkan Ülkelerini gezdim.
Bazen yüreğim daralarak , bazen de inanılmaz ümitlerle .
Makedonya en ilginç Balkan Ülkelerinden biridir.
Makedonya benim doğduğum ve çocukluğumu yaşadığım yer.
Makedonya ve Kosova adeta Anadolu'dur.
Fakat günümüzde en fazla "Turist" olarak gidip görebildiğimiz bu topraklar,
Tarihte çok büyük acılara sahne olmuşlardır.
Osmanlı'dan sonra pek çok Osmanlı eseri yerle bir edildi.
Özellikle , Yunanistan ve Bulgaristan'da.
Sırbistan'da İslam adına pek bir sey kalmadı.
Bu durumdan Balkanlar'da yaşayan toplumlar da nasiplerini aldı.
Yüzbinlerce Müslüman katledildi ve geride kalanları da
Anadolu'ya sürüldüler. Bir çok göç dalgası yaşandı.
1960 yılında ki göç dalgasında Manisa'ya kadar gelen
Göçmenlerden bir olan Ben ; İlber ŞİYAK...
Ben , Göçmenleri "Kardelen Çiçekleri"ne benzetiyorum.
Malumunuz , Kardelenler soğuk iklimde dağlarda karların altından fışkırarak,
Soğuğa inat , doğaya ve yaşama tutunmaya çalışan çiçeklerdir.
Bistra Dağı'nın eteklerinde yaşamak zordur.
Kış Mevsimi 6 ay sürer. Nefes almak bile güç gelir insanlara.
Bistra Dağı , Mavi kelebekleri ve Beyaz Kardelenleri ile ünlüdür.
Kardelen Çiçeğine sormuşlar ;
" Bütün çiçekler sıradan yerlerde açıp insanlara yakın dururken, sen neden böyle yüksek dağlarda açarsın ?.."
Kardelen Çiçeği şöyle cevap vermiş ;
"Gülü seven dikenini , Menekşeyi seven rengini ,
Beni seven de ölümü göze alır !.."
Sert bir rüzgar eser vadiye. Kardelenlerin boynu bükülür.
Mavi Kelebekler dört bir yana savrulur.
Tıpkı , doğup büyüdükleri , Yurt bildikleri toprakları
terk etmek zorunda kalan biz Muhacirler gibi...
İnsanların hiç bilmedikleri farklı Coğrafyalara göç edip
yerleşmeleri hiç te öyle sanıldığı gibi kolay bir durum değildir.
Zira ;
Göç insanı yaralar . Göç insanı biçare yapar.
Eğer bir de o göç ettiğiniz ülkenin dilini konuşamıyorsanız .
Asıl o zaman bir kez daha acılar çekersiniz !...
Siz kolay mı sanıyorsunuz ki ;
"Göçe zorlandığınız ülkede "Türk",
Göç ederek geldiğiniz ve Anavatan bildiginiz ülkede
"Göçmen" olarak yaşamayı !.. "
Tüm mal varlıklarını Yugoslavya Devletine bırakarak sırf Ayyıldızlı Bayrak ve Ezan-ı Muhammedi uğruna , sadece ellerinde tahta "Kufer"leri ile beşparasız vaziyette İstanbul Sirkeci Tren Garında gözyaşları içinde Türk toprağını öperek
Allah'a şükreden Göçmenler ne yaptılar biliyormusunuz ?
İçinde bulundukları duruma asla isyan etmediler.
Onlar , Anavatan Türkiye'den hiç bir şey istemediler.
Ne kira yardımı aldılar, ne yiyecek ve ne de ev istediler.
Bulduklarına şükrettiler.
Ancak , hiç bir zaman geriye dönmeyi düşünmediler !
Onlar ;
Sabırla çalışarak , Allah'a şükrederek ,
"Bistra Dağı" nın Kardelenleri gibi ,
Soğuğa , Kar'a inat hep fışkırdılar .
Vatan bildikleri bu topraklarda..!!!.
Beni Anavatan Türkiye'ye getiren Anneme ve Babama
Şükran ve minnet ile Allah'tan Rahmet diliyorum .
Mekanları Cennet olsun inşallah .
Onlar , bizim Türk olarak yaşamamız için kendilerini feda ettiler.
Ruhları Şad Olsun...