Ambulans çağırıldı ve hastane koridorlarında çığlık çığlığa bağırıyordu kadın. Yavrum iyimi, O iyi mi? Tüm doktorlar müdahale ediyorlar ayıldı bize yanıt veriyor, sen sakin ol , topla kendini iyi o. Nefes alıyor, baygın sadece.
Sonra çevre illerden ambulans ile Manisa iline götürmek üzere hazırlık yapılıyordu. Çocuğa bir daha baygınlık geçirmemesi için uyutucu iğne yapmışlardı. Bileğinden damar yolu açtılar. Anne başında, sedyeye yatırdılar. Yüksek ateş vardı bir de enfeksiyon, ama henüz bunu bu hastane keşfedememiş ve sadece bir bakışla teşhis derdine düşmüştü doktor. O arada abisini aradı kadın
“Oğlum gel kardeşin ölüyor” Anneee noldu dedi abisi.Hemen gel oğul , kardeşini gönderiyorlar. Az sonra selvi boyu ile beliriverdi hastane koridorlarında. Ambulansta mutlaka doktor olmalıydı ve bu anonsta bildirilmemiş, hastane koridorunda ki bekleyiş biraz daha uzuyordu. İkinci bir ambulans çağırıldı ve oğlan çocuğu ambulansa uyur vaziyette yerleştirildi. Zaman bir hayli ilerlemişti.
Anne ve abi de onlarla ilerledi ve o binince anne oğul arasında şöyle bir konuşma geçti. Biliyor musun kaç zamandır ‘Anne benim hiç kot pantolonum olmadı’ dedi durdu. On yerden aktı gözyaşları kadının. Bunu duyan abi çığına döndü , kahroldu. Anne niye demedin , ben ona alırdım, hiç eksik bırak mıydım? Anne niye demedin!
Kadın umutları da dahil hep ertelemişti öğrenmişti. Bu bir öğreti biçimiydi . Neyi yaşıyorsa onu bilirdi insanoğlu, daha fazlasını değil. Hayallerini, alacağı eşyaları, bir kot pantolonu bile “ tamammm alırız demişti “ ertelemişti ama çok pişman olmuştu. Belki beş altı kez çok sık söylüyordu çocuk, kadın da rutin yapılan konuşmalar gibi görüp hep tamam diyordu. Ama şimdi içi kavruluyordu . Keşke diyordu keşke ertelemeseydim de bir pantolon alabilseydik!
Ambulansı araba ile takip ederken, abi önde, anne arkada , siren sesi ile ilerlerken, abi dizlerine vuruyor bir pantolon anne niye almadın diye ağlıyordu.
Hani Alişan Kapaklıkaya isimli yazarın kardeşinin belki kırk yıl öncesi hikayesi tekrar yaşanıyordu adeta. Sadece zaman farklı idi, yaşananlar aynısı.
Bu kadar da basit değildi aslında yaşananlar. Sanmayın ki bir oyun ve perde kapanacak oyun bitecek. Alkışlarla oyuncular seyircisini alkışlayacak ve herkes evine dönecek yaşamına devam edecek.Zor zamanlardan geçtiler, karanlık dehlizlerde ilerledi kadın ve oğlu.
Sonrası mı güzel bitti. Kadın yorgun bir zaman dilimini daha atlatmış olmanın dinginliğini yaşıyordu. Bir deri bir kemik kaldı yaşananlar sonrası. Olsundu, geçerdi elbet geçmez sandıkları. Kolay olmadı güzel günlere ulaşmak. Ama varıldı hedefe. Kadın bir kez daha ağladı, sızladı, yalvardı, isyan da etti, ama ulaştı amacına.
Umudunu hiç yitirmemişti ki. Anaydı o, gücü Yaradan’dandı. Bir kez daha teşekkür etti. Akan yıllara rağmen taze kalan gönlünü uyutmaya, avutmaya razıydı, yeter ki dedi yeter ki ‘ gün eksilmesin penceremden ‘
Pantolon dediğinizi duyar gibiyim. Evet kadın aldı ve çocuk ilk kot pantolonuna sahip olmanın mutluluğu ile elini gözüne siper etmiş ve Ufuk çizgisine bakıyordu, ilerilere hem de çok ilerilere...
Aylin Öz.