Bu cümleyi çok kullanır mısınız? Ben başımın çaresine bakarım...Aslında biliyor musunuz ki, çözüm ürettikçe bu insan bir yolunu bulur mantığı içerisine giriyorlar. Her bulduğunuz çözüm daha da rahatlatıyor karşı tarafı ve sonuçta mücadeleci ancak hep sırtından geçinilen insan oluveriyorsunuz.
Çok iyi niyetli olup peki buda olabilir dediğiniz ilk an bilin ki birilerini buna alıştırmaya başlıyorsunuz. Bunun devamı da geliyor. Herkeste şu algı oluşuyor bu başının çaresine bakar, bu bir yolunu bulur. Bir bakıyorsun ki alışılagelmiş davranışlarınız. İnsanız herşeyi yaşabiliriz dedikçe yükleniyorlar öyle ki sabrımızın son anına kadar bu böyle sürüyor. Bir kez yıllar yıllar sonra bir kez hayır deyin bakın nasıl şaşırıyorlar. Alıştılar zira. Hemen tepki veriyorlar, adınız " bu çok değişti" oluveriyor.
Kimse kabullenmek istemiyor. Bu nasılsa çeker fikri bitince gözlerine inanamıyorlar. E insanız sonuçta herşeyin bir sonu var sabrında. Bu bazen selamet oluyor bazen de felaket. Ancak illa oluyor. Değişiyor insan.
Çare ürettikçe herkeste bu yapar algısı oluşuyor. Oysaki her ürettiğiniz çözüm de bir kambur biniyor sırtınıza yada bir düğüm atılıyor boğazınıza. İki yük yükleniyorsunuz, bazen içinden çıkılmaz hal alıyor ama çaktırmıyorsunuz, olabilir deyip İyi niyetinizi kullanıyorsunuz. Orada durun!!!
Olamaz, olmamalı. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Kimseye haddini ve boyunu aşacak yük yüklememeli. Gençlik yıllarınızda olmuştur mutlaka bu tür durumlar.
Ne zaman farkındalığınız gelişip , dur diyorsunuz sizden kötüsü olmuyor. Bırakın kötü olun. İyiyken kimse kutladı mı sizi? Herşeyi üstlenmişken bravo diyeniniz? Lütfen paylaşın ben yaparım değil, denerim yada birlikte yapmalıyız bu benim bir başıma yüklenebileceğim bir konu değil deyin. Noldu buna desinler. Bildiğiniz yoldan şaşmayın, geçmişte yaptıklarınız mı geldi aklınıza, tecrübe deyin adına.
Bir kadın adliyeye boşanmak İçin baş vurur. Devlet psikolojik destek amaçlı psikolog atar davaya. Kadın , çok genç ve belki de işinde çok yeni kadın psikolog ile tanışır. Anlatmaya başlar.Psikolog kadın siyah çerçeveli gözlükleriyle sadece kadının gözlerine bakar, onu dinleme adına. Ancak mık demez bir saat boyunca. Bizim esas kadın küçük bir pencere bulur göğe bakan adliye binasında. Oraya çevirir yüzünü, oradan göğün mavisi ve kuşları seyrederek anlatır, anlatır. Konuştukça kadın inanamaz, bunları ben mi yapmışım der. Yüklendiği anne misyonunu ve çaresizliğini dile getirir, anlattıkça. Bitirdiğinde psikoloğa döner, başının zorladığını hisseder. Her anlattığı yaradır bedeninde. Psikolog Hanımın söylediği tek cümle şudur konuşmanın sonunda.
"Evlilik tek taraflı yürütülecek bir müessese değildir, bunu niçin yaptınız? Niye kendinizi bu kadar yordunuz. Evlilik her iki tarafın birlikte hareket edeceği bir kurumdur. Bunu yalnız yapmamalıydınız!
Artık karar almıştır kadın, hemen ben yaparım, ben üstesinden gelirim demeyecektir.
Demeyin lütfen. Bencil olun, kendini asla ihmal etmeyin. Sevmeye ve özen göstermeye, değer vermeye önce kendinizden başlayın. Yormayın kendinizi, üzmeyin. Paylaşın hayat paylaştıkça güzel olacaktır...inanın.
Bende hayattan beklediğimi bulamadım. Kader anasını satayım benim de yazım böyle yazılmış, değiştirmek için çok uğraştım nafile, nasipten öte geçilmiyor. Herşey olacağını varır.