Kıtası: AS. POS.15572
İsmi ve Soyadı: Mehmet Öz
Memleket: Düzce
Doğumu:1332
Sicil ve sıra no: 2079
Özü: İznim dolmak üzere bulunduğumdan ve anneleride hastanede yatmakta bulunduğundan üç ufak çocuğumun Çocuk esirgemeye veya başka hayır müessesesi tarafından beslenmek ve bakılmak üzere terke mecbur hasıl olduğu...
Bendeniz Çanakkale Bayramiç’te askerim. İhtiyat eri olarak vazifesi vataniyyemi ifa etmekteyim. Memleketimin yer sarsıntılarından evimin barkının nakile yeksan olmasından ailemi ve üç ufak yavrularımı alarak Akhisar Medar köyüne getirerek uraye muvakkatan yerleştirmişdim. Ailemin son derece rahatsız olduğundan doktorların tavsiyesi üzerine Akhisar memleket hastanesine yatırdım. Hastalığın oldukça tehlikeli ve tedavisinde uzun zaman muhtaç bulunduğu için kıtamdan bir ay izin verilmişdi. Şimdi ise mezuniyetim hitam bulmak üzeredir. Ailem( Hamide) hastanede yatmaktadır. Üç çocuğumu bırakacak kimsemde yokdur. Askerlik ( Akhisar Askerlik) şubesine müracat ettimsede kıtandan iznini uzatmıştır cevabı ile karşılaşdım. Bu uzatma keyfiyetine vaktım müsaid değildir. Çünkü mezuniyetim dolmak üzeredir. Binaen aleyh bu üç ufak yavrumu Ne yapayım nereye bırakayayım. Beslenmeye ve bakılmaya muhtaç bir haldedirler, meydana gelmiş bu evlatlarımı Hükümetimizin ve sizin yüksek şefkat ve atıfetinize sığınarak bunları Çocuk Esirgeme kurulunca veya başka bir yerde sığınmak ve bakılmak üzere terke mecburiyet hasıl olmuştur. Bu hususdaki yüksek emirlerinizi bekler çocuklarımın bir yere yerleştirilmesini
Saygılarımla
Yalvarırım
14.3. 1945
Medar Köyünden
Düzceli Mehmet Öz
Yukarıda yazılan dilekçe tamamiyle gerçektir. Kıtası, bölüğü, hanımı, çocukları, yaşananlar tamamıyla harfi harfine doğrudur. Yetmişbeş yıllık acı yaşanmışlık. Yalvarırım kelimesi beni hep ağlatır. Çaresizlik ne zor. Dilekçenin özünü değiştirmeme adına o yıllarda kullanılan harflerle aynısını sizlere sunmak istedim.Değiştirmek içime sinmedi. Aslı gibidir...
Ayrıca buradan müjde vermek isterim yazmakta olduğum romanın başkahramanıdır ve romanımın adı “Düzceli Mehmet “ sizinle paylaşmak istedim.
Sevgi gününü kutladık bir kaç gün önce. Böyle özel günleri seviyorum. Birbirini hatırlamak, bir kaç minik hediye ile birbirimizi mutlu etmek paha biçilemez. Lütfen biriktirin anılar biriktirin. Sevdiğin birileriyle eşin ile, arkadaşın ile aileden birileri ile yemek yemek ve o günü özel kılmak gerçekten hoş. Fırsatları değerlendirin, mutlu olun. Sevgililer günü demek yanlış “ Sevginin Günü” diyorum ben o güne. Sevin illa sevgili olmanız şart değil, cinsiyet ayrımı yapmadan sevin sevilin. Her sevginin gününde canım babam anneme ve bana mutlaka bir armağan alırdı, anmadan geçemeyeceğim yürek sızımı.
Dün gece İntangram hesabımdan dost olduğum ve zaman zaman telefon görüşmesi bile yaptığım Filiz isimli bir arkadaşım aradı ve sevginin günü kutlu olsun canım arkadaşım dedi. Öyle sevindim ki! Kırşehir’de yaşıyordu ve sevgi yol ve mesafe tanımıyordu, güzel bir sohbet oldu telefonda. Ne güzeldi sevmek, geniş bir kalbe sahip olmak.
Sevenleriniz bol olsun efendim...Sevin ve sevilin kâfi...Sevginin günü kutlu olsun. Değerini bilin yanıbaşınızdakilerin. Vakit varken yaşarken...Geç kalmayın
Aylin Öz