Yaşamınızdan zehirli insanları çıkardığınız için kendinizi suçlu hissetmeyin...Bu kişinin bir akrabanız, ilgi duyduğunuz birisi, işvereniniz, çocukluk arkadaşınız veya yeni tanıdığınız birisi olması farketmez, size acı veren yada kendinizi önemsiz hissettiren kişiler için yaşamınızda yer açmak zorunda değilsiniz. Bir kişinin kendi davranışının sorumluluğunu alması ve değişmek için çaba göstermesi önemlidir. Ancak eğer bir kişi sizin duygularınızı dikkate almıyorsa, sınırlarınızı gözardı ediyorsa ve size zarar verici bir şekilde davranmaya devam ediyorsa, onun gitmesi gerekir.(Daniell Koepke)
Öyleyse bahar temizliği yapmak lazım hayatımızda zaman zaman. İster giden siz olun, ister kalan farketmez..Bir şarkıyı anımsattı bu sözler bana...
“Gitmek mi zor kalmak mı zor
O sabahı gel bana sor
Ayrılığı gel bana sor...Siz hangisini tercih ederdiniz, gitmeyi mi ,kalan olup hayatınızdan birilerini göndermeyi mi?
Buzdolabımda her daim asılı olan ve kendi el yazımla yazdığım sırlarımı paylaşmak istiyorum sizlerle. Her gün gözümü kapatıp birini seçer ve gün boyunca uygulamayı ihmal etmem. İşte bir kaç güzel tavsiye
*Ufak şeyleri dert etmeyin.
*Kusursuz olamayacağımızı kabullenin.
*Sevgi elini önce siz uzatın.
*Birisine bir iyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin.
*Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.
*Hergün kendinize sessiz zaman ayırın.
*Gönlü bol olmayı aklı bol olmaya yeğeleyin.
*Nereye giderseniz oraya ait olun.
*Kendinizi fırtınanın gözünde bulundurmaya alıştırın.
*Sorunlarınızı öğretmeniniz olarak görün
*Övgü ve yergi aynı şeydir.
*Unutmayın ! Bundan yüzyıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak.
*Daha fazlası daha iyidir, böyle düşünmekten vazgeçin.
* Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın.
*Bugünü son gününüzmüş gibi yaşayın. Çünkü öyle olabilir(Dr.Richart Carlson)
Size en yakın uyanları merak ediyorum aslında. Yada çok sık yaptıklarınızı. Hepimizin en sık yaptığı hatalardan biridir , nereye gidersek ıraya ait olamama. Sorunları, yaşanılan aksi durumları gittiğimiz yere götürmek. Dolayısıyla anı kaçırmakta bu olsa gerek, pullu bir balık misali zamanı yakalayamamak.
*Sevin inadına, yaşanılan tüm kötülüklere inat sevmekten vazgeçmeyin. Mutlu olmayı becerin bir şekilde olun, oldurun. Yılmayın her gecenin bir sabahı vardır mutlaka yaşayın. Korkmayın güneş bir gün bizim için doğabilir, çiçekler yalnız bizim için açabilir, yeterki vazgeçmeyin, sıkı sıkı bağlanın hayata.. Pozitif düşünmekten asla vazgeçmeyin, zira ben asla vazgeçmeyeceğim.
Güzel bir hafta sonu diliyorum hepimize.
Aylin Öz