Merhaba Sevgili Dostlar...
Bu hafta nörolojik sıkıntılarım oldu ve bir şiir sunacaktım sizlere. Çünkü ciddi anlamda rahatsızım ve hala da devam ediyor. Yatarakta olsa şiirimi paylaşıp kalemim yere düştü dostlar diyecektim. Ancak az önce oturduğum evin aralığında bir kavgaya şahit oldum. Kavga sebebi çok basitti, çocuk kavgasıydı. Karşı komşunun oğlu( yaşı henüz onbir filan) annesine küfür etti diye arkadaşını dövmüş. Anne çocuğunu alıp kavgaya geldi. Yapamaz, dövemez, sen kimsin ki, falan bu gibi sözlerle atışma oldu.Buraya kadar sıkıntı yoktu, karşılıklı atışmalar, gitti kadın ve oğlu. Az sonra babayı da alıp gelmişler ve inanamazsınız baba karıştı olaya, kadın komşu hem baba ile hem anne ile laf yarışında...
Kavgayı hiç sevmem, sevende yoktur ancak haksızlığa tahammülüm yoktur. Karşı tarafın babası emekli polis memuru imiş. Hadi bir daha dövsün bak neler oluyor diye son noktayı koydu. Karısı hem kocasını oraya getirmiş hemde kolundan tutup çekiştiriyordu, hadi gidelim...
En son anne, baba ve çocuk, üçü yanyana gelip evlerine doğru yol alırken; polis emeklisi baba yüzünü öfke ile kızartarak ve dişlerini birbirine kenetleyerek çocuğuna şöyle seslendi;
-Öldür orada o çocuğu da, anası babası öyle gelsin kapıma .
Haydaaa oldu mu bu ! On yaşındaki çocuğa bir çocuğu öldürmesini söylüyorsun ve öfkeden çılgına dönüyorsun. İnanın kulaklarıma inanamadım. Karşı komşu da bizde bunu mu öğretelim dedi. Bir kadına evinde hakaret ediyorsun, yalnız bir kadına ve çocuğuna öldür de rahat edelim diyorsun. Komşu kadına dedim sonra niçin polis çağırmadın, o da polis dedi. Ne fark eder buna hakkı yok dedim. Bir daha gelirseye erteledi. Bir daha gelmezdi belki ama haksızlıktı bu yapılan.
Yapılması gereken iki çocuğu karşılıklı birleştirip özür diletmek , öpüştürülüp barıştırmaktı. Hoşgörü idi. Biz nasıl bu hale geldik, eskiden iki çocuk barıştırılır ve oyunlarına devam ettirilir, gerekirse kulakları çekilir orta yol bulunurdu. Eski bir hikaye vardır, bilirsiniz. İki çocuk kavga etmiş, aileler birbirlerini yemiş az sonra bakmışlar ki o çocuklar oyun oynuyor. Köpeğin ve çocuğun hatırı olmaz derdi bir tanıdığım.
Biz Hz. Melana ‘nın, Yunus Emre’ nin bu yurtta yaşamış Erenler’in soyuyuz..
Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmağa geldim
Bizi ne toparlar?
Lütfen gönül alın, bir gönül kazanmaya bakın, hoşgörülü olmakta ısrarcı olun. Hepimizin bir derdi var , lütfen sorunlarımızın acısını başkalarından çıkarmayalım. Madem geldik dünyaya yaşayacağız ve yaşlanacağız. Boşuna yaş almayın, boşuna ağarmasın saçlarınız, yüzünüzdeki kırışıklıklar boşuna olmasın. Güzel yaş alın, yaş aldıkça güzel kalın ruhen...
Bu arada sağlık en büyük hazine, lütfen dikkat edin kendinize. Yaşadığım nörolojik sıkıntılarımı bir başka yazımda paylaşacağım. Bilgi olsun diye
Bu dünya Ne sana nede bana kalmaz
Sultan Süleyman ‘ a kalmadı böyle hiç bir kitap yazmaz...
Sağlıkla ve huzurla kalın emi... Sağlığınızın kıymetini bilmeyi ihmal etmeyin sakın ola.
Bu candan ve içten yazınız için teşekkürler.