Camdan duyduğum sesler kadarıyla kırlangıçlar dönmüş, yuva kurma derdine düşmüşler. Hiç gördünüz mü göç hallerini, şahit oldunuz mu bilmem? Nasıl bir sürü halinde uçuşları vardır, nasıl süzülürler gökyüzünde ...onbinlerce kuş, denizdeki dalgaları andırır. Asla ayrılmadan birbirlerinden, katî çarpışmadan göç ederler sıcak ülkelere, zamanı gelince de geri dönerler, bahar mevsiminde. Nasıl bilirler sıcak ile soğuğu? Nizamı ,birlikteliği? Ayrılmadan yola devam etmeyi?
Bilen bilir, kırlangıçlar ağzı ile, yani gagası sayedinde besler yavrularını, yuvayı batırmasınlar diye de, kakalarını, yine gagası ile alır ve uçurur, atarlar.
Hızlıdırlar çok, bir o kadar da ürkek ve seri. Taşıdığı çamur ile herhangi bir evin köşesine, yada balkonuna yuva kurarlar. İlmek ilmek örerler o yuvayı, tertip ve düzen içinde. Temelinden başlarlar, her güne bir toprak parçası ekleyerek oluştururlar. Yükseklerdedir gözleri, aşağılarda bulunmak istemezler. Badi badi ayakları vardır. Kuyrukları uzun ve ortası çukurdur.
İhsaniye mahallesinde bulunan, bembeyaz kireçli evimizin, 'hayat' ındaki ahşap tavanına bir kez yuva kurarlar ve her yıl, yuvadan üç , dört yavru uçururlardı. Her daim teyakkuzda idiler. Eğer o yuvaya yakınsan asla ağzındaki yemeyi de bırakmaz, usulca süzülürlerdi hızla, asla dönmezlerdi geri.Kuzgun siyah ve gece mavisini andıran renkleri, yuvarlak ve zekice gözleri vardır. Yaşadığımız evin 'hayat'ında yaşarlar, bazen yemek getirmede sıkıntı veya aksaklık yaşansa ,mesela geç gelirse anne Kırlangıç yavrularının ağızlarını yukarıya doğru açtığını ve sonuna kadar avaz avaz bağırdıklarını bugün gibi hatırlarım. Hey gidi günler hey..Yine özledim galiba o çocukluk yıllarımı..Bir gün o bayram şenliği gibi olan çocukluğumuda sizlerle paylaşacağım, o günlerden bir parça mutlaka sizde bulacaksınız, kendinize ait bit parça , eminim.
Havalar Eylül ayını gösterdiğinde, yani göç zamanı sonrası,gidişlerine üzülür, bulduğum minik çiçek ve güz güllerini yuvalarına yerleştirir ve seneye görüşmek üzere der bakakalırdık ardından...
Annem tembihlerdi "asla kırlangıç yuvalarına dokunmayın, zira iyi değildir, asla bozmadık,hatta uğurlu sayardık bizim eve yuva kuruşlarını...
Babam bir hikaye anlatırdı hep:
Bir gün sivrisinek ve yılan arkadaş olmuşlar. Yılan sivrisineğe tembihlemiş, git bakalım kimin kanı en güzel bana haber getir. Sivrisinek uzun uğraşlar sonunda insanoğlunun kanının en iyi olduğuna karar vermiş ve bunu söylemek için yılan ile buluşmuş. Tam söyleyecek iken, Kırlangıç sivrisineğin dilini kopartmış, day day day day diyerek gerçekleştirememiş, insanoğlunun kanının tadını söyleyememiş. O gün bugündür day day kalmış bizim sivrisinek.Bunu gören yılan kuyruğu ile Kırlangıca vurmuş ve kanat kısmını ikiye bölmüş öfkesinden. Bu yüzden kuyrukları çatalı andırır derdi bize. Bilenleriniz vardır mutlaka bu hikayeyi.
Baharın müjdecisi
kırlangıçlarım hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, daha önceleri nerelerdeydiniz!!!
Bu arada nizam ve düzen demişken ,kim kazanırsa kazansın, iyiliğin ve güzelliğin bölüşüldüğü bir seçim diliyorum..Kazananların hayrına olsun.Birliğin beraberliğin bozulmadığı nice yerel seçimlere...
Aylin Öz
Güzel içten bir bahar esintisi TEŞEKKÜRLER. Aylin Hanım