Sevmenin yalnızca bir duygu olmadığını, bilgi de gerektirdiğini kendimden biliyorum. Sevgi savurganlığım yüzünden habire su vererek çürüttüğüm kaktüsler hâlâ aklımda.
Sevmenin yalnızca bir duygu olmadığını, bilgi de gerektirdiğini kendimden biliyorum. Sevgi savurganlığım yüzünden habire su vererek çürüttüğüm kaktüsler hâlâ aklımda. Bir dostum ‘İyi ki balık akvaryumda balık beslemiyorsun’ demişti, ‘Herhalde havasız kalmalarına üzülür sudan çıkarırdın onları
Tomris Uyar
Bu yazıyı okuduğumda hep muzip bir gülümseme belirir yüzümde. Evde bir kanaryam, bir muhabbet kuşum, bir de akvaryumda bir başlığın var. Hadi kuşları salıp odada uçmalarına ve özgür hallerine kavuşmalarına yardımcı oluyorum da, ya balık? Zaman zaman gözüme hep ilişir ve hiç mi canın sıkılmaz, biraz dolaşmak ve tekrar yuvana dönmek istemez misin? Hani şöyle bir beş dakika falan. Avucuma alsam seni, o minik ağzından öpsem, kanatlarına dokunabilsem, nefes alsan hani...Bu anlamda Tomris Uyar hanımefendi ile aynı duygularla eşleşmemiz mutluluk verici.Sadece kuşu, balığı, kediyi, çiçekleri, ötekileştirmeden insanları sevmek.Dün internet ortamında babasını kaybetmiş bir kadın ile tanıştım.Aramızda şöyle bir diyalog gelişti.
KADIN DİŞ HEKİMİ: Başın sağolsun lafından nefret ettim ben. Geçen yıl babamı kaybettim. İnsanlar iyi niyetlerinden tabi ki, bunu bana söylediklerinde kulaklarımı kapatıp, hayır bana söylemiyorlar diyordum. Söylemesi kolay, duyması en zor şeymiş. Artık birini göremeyecek olmak, dokunamayacağınızı bilmek, nefesinizin kesileceğini sanmak gibi bir şey. En zoru özlemek. Zamanla geçer dediler, özlem daha çok artıyor. Artık o eski mutluluk kalmıyor. Her daim hazır gözyaşı, asker misali hazırolda bekliyor.
BEN: Bilirim o sızıyı, yaşadıklarınızı. O kelimeyi işittiğinize inanamamak. Kapanmayan yaranızın olması. Her gördüğüm rüyada bile mutlu olur, heyecan ile uyandığımda anlatacak birini bulmak ve hemen içimi dökmek. Üçüncü yıl olacak bu nisan. Bahar geldi yine yoksun, laleler boy verdi, papatyalar geri döndü yeryüzüne, ama sen dönmedin. Sevgi aynı eskimiyor, eskisi satın da almıyor. İnanmasanda yaşıyor buluyorsun kendini, katlanıyorsun. Seni sevmek nefes gibi boynumun borcu deyip susuyorsun. Kavuşma anına kadar hasretlik çekmeye devam.
KADIN DİŞ HEKİMİ: İçimdekileri yazmışsınız, yağmur yağıyor üzerine diye düşünüp üzülüyorum. Hava açıyor, çiçekler miss kokulu o yok diye üzülüyorum. Yokluğunda mutlu olmaya çalışmak bile kalbimi acıtıyor. Yüzmeyi çok severim, geçen yaz o bile acı verdi. Denizde ağlamakta varmış.
BEN: Sizi anlıyorum. Yemek yemek bile acı verir olmuştu. Ağlasaydınız denizdi o, engindi, hektarlarca suya sahipti, anlardı sizi, kimse duymadan, kimse bilmeden. Zaman ilaç eczanelerde satılmayan. Güzellikler diliyorum hayatınızda, güzel yaşamaya ve onları sevmeye devam. İyiki sevdirmişler bize kendilerini bu kadar, ya tersi olsaydı. Teselli olmalı ve her daim gülümseyerek anmalıyız babalarımızı. Yaşar Kemal’in dediği gibi “ Güzel insanlar güzel atlara binip gittiler “...Sevgiyle kalın, onların en güzel parçalarıyız bu alemde, onlar bizim sayemizde yaşıyor ve nefes almaya devam ediyorlar, kalbimiz atmaya devam ettiği sürece.
Asla vazgeçmeyin sevmekten. Sevmek rotamız olsun. Asla korkmayın paylaşmaktan, ne kadar paylaşırsak o kadar çoğalırız. Gitmen gerekiyorsa git, kalman şart ise kal, arafta olma. Önce sevmeye kendinden başla... Hep sev illa sev. Kimseyi para ve kıyafetine göre yargılama ve değerini ona göre biçme. Önce kalbe bak, sonra değerlendir, zengin olmuş yada fakir. Kötülüğün panzehiri iyiliktir. Gülü dikeni severiz biz. Korkmadan yaşa, başını yastığa koyduğunda rahatsan senden mutlusu yok bu dünyada. Yunus Emre’ nin dediği gibi
“ Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller’ yapmaya geldim”
Mutlu hafta sonları diliyorum
AYLİN ÖZ