Giden , en çok kalmak isteyendi . . .
Ve Gitti . . .
Bir insanı sevmek , onun en derininde yaşadığı en yıkıcı duyguları bile hissedebilmektir biraz … İnsanı bütünüyle anlamak mümkün olmasa da bu yönde gösterilen her çaba kıymetlidir o kişi için . Bir sözle , bir bakışla , alakasız bir konuda yapılan küçücük bir yorumla bile ipucu verebilir insan karşısındakine . Onu içeride neyin yorduğunu , neyin kırıp paramparça etmenin eşiğinde olduğunu doğrudan söylemese de ele verir kendini bir şekilde …
İnsan her zaman , tamamıyla gizleyemez kendini … Maskeler her şeyi örtemez …
Bunu görebilmek için en yalın haliyle , gerçekten sevmek gerekir . O kişiyi en derinde hissetmek gerekir . Aksi halde o kişi senin için herhangi birisidir .
Ve o herhangi biri , senin içindeki o umursamaz herhangi bir kişiliği fark ettiğinde senden gider …
Değişmez bu …
En ‘’ gidemez ‘’ sandığın , o lanet olası sevilmeme hissini de yanına alıp senden en hızlı giden olur …
Hani böyle , insanlara değer veriyor gibi yapıyorsunuz ; ama aslında vermiyorsunuz ya , onu yapmayın …
Hani böyle , sırtını sıvazlıyor gibi yapıyorsunuz ; ama aslında sırtından vuracak yer arıyorsunuz ya , onu yapmayın …
Hani böyle , sohbet edermiş gibi yapıyorsunuz ; ama aslında hiç anlamak istemiyorsunuz ya , onu da yapmayın …
Hani dost gibi görünüp , düşmanlık besliyorsunuz ya ; fark etmiyor sanmayın …
Ya hayatınızdaki insanların sıfatının hakkını verin , ya da hayatından çıkın gidin …
Ertelenen bir konuşma , geç kalınan gönül kırgınlıkları , anın güzelliğini kaçırmalar , gösterilemeyen sevgiler , tutulmayan sözler , içinden geleni söyleyemeyişler insanın omzunda yük olarak duruyor . O yüzden , bazen içinizden geleni taktiksiz yapın . Kazanıp kaybetmenin bir önemi yok … Ölüm var …
İnsanlar yaşarken anlaşılmaya mecburdur . Öldükten sonra değer bilmek hiçbir şey ifade etmez. Sevdiklerinizi , çok çok sevmekten önce anlamak için çabalayın . Anlamadığın , dinlemediğin , konuşamadığın birini sevemezsin .
Anlaşılmak … Hayatta bundan daha büyük bir arayışı yoktur insanın . Yaşadığı her an , günün her saati ve koca bir ömrün her dakikası bunun peşinde insan … Yolların yokuşu da , yürümenin güzelliği de bununla anlamlı … İnsan , hayattan ve diğer insanlardan sadece anlaşılmayı bekliyor . Anlaşılmak , dünyanın en konforlu alanı … Yaptığın hiçbir eylemde , karşındaki insanın seni yanlış anlamayacağına emin olabilmek öyle güzel bir şey ki … Cennet gerçekten böyle bir tasavvur olmalı …
Okuduğum en güzel yalnızlık tanımı Jung ‘unki olabilir : ‘’ Yalnızlık , insanın çevresinde insan olmaması demek değildir . İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu görüşlere sahip olduğu zaman kendini yalnız hisseder … ‘’
Ve zaman … Ölü bir kalbin atmayan sesi … Zaman , her şeyi yutar . Ruhlarımızı bile … Bu sebeple olması mümkün olan konuları asla zamana bırakmayın … Sevdiklerinizi zamana bırakmayın …
Dünya kadar derdiniz olsa da , o dertleri unutturacak , ‘’ iyi ki varsın ‘’ diyebileceğiniz biri olsun hayatınızda …
İyi gelmek , bir insana verilebilecek en güzel hediye … Sesiyle , sözüyle , bakışıyla , duruşuyla , haliyle , enerjisiyle , perspektifiyle , eylemleriyle birine iyi gelmek , varlığını , yaşamını yükseltmek …
Bir insana iyi gelmek … Sadece sözlerinle değil ; bakışınla , duruşunla , varlığınla … Enerjinle , halinle , bakış açınla , eylemlerinle … Bazen bir sesin , bazen bir suskunluğun bile şifa olur … Birinin yaşamına katkı olmak , onu hafifletmek , yükseltmek … Verilebilecek en kıymetli hediye bu belki de …
Karşındaki insanın hislerini hissetmeye başladığında yaşam da seni hissetmeye başlar . İşte hayat , tam olarak bu’dur aslında …
Sevgili Haziran . . .
Minik mutluluklar istiyorum ; deniz kokan umutlar , yaz esintisiyle gelen güzellikler , huzur vaadeden sohbetler , vicdanlı insanlarla kesişen yollar … En çok da çocukların özgürce yaşadığı , hayvanların başının sevgiyle okşandığı zamanlar diliyorum .
Haziran . . .
Bizlere hafif bir meltem gibi dokun istiyorum . Biraz deniz kokusu bırak , kır çiçeklerini ser önümüze , sokaklar sıcak , kalpler yumuşacık olsun . Geçmiş zamandaki yazlar gibi , hayatın küçük anlarında bile mutluluk bulalım . Bize unuttuğumuz güzellikleri yeniden hatırlat sevgili Haziran … İyi ki geldin , hoş geldin …
.